Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

23 Mayıs 2010 Pazar

neticenin haticeye yeni bir zaferi


Dün Şampiyonlar Ligi finalinde birkez daha topla oynamanın-oynamaya çalışmanın oynatmamaya mağlup oluşunu izledik.Eğer oynatmak istemeyen takımın kaliteli ve ileride iş bitirici oyuncuları varsa oynamak isteyen takım için artık o maç eziyet haline gelmeye başladı.Önce Barca-İnter maçında tanık olduk italyan defans oyununa.Sanki Jose meydan okuyor gibiydi gol makinesine.
Eksik kaldılar ama savunmada asla eksik kalmadılar.90 dk.boyunca istediğinin asgarisini (1 farklı mağlubiyet) almak için mücadele ettiler.Ve sonunda belki son yılların en muhteşem kaadrosunu kupanın dışına ittiler.Tıpkı bir önceki turda Chelsea'yi İngiltere'de gol yemeden elemeleri gibi.
Bayern defansif anlamda bu seviyelerde olmaması ve Messi'yi bile etkisiz bırakan İtalyan savunmasını aşacak yetenekteki oyuncu eksikliği gol yedikleri anda kupanın kendileri açısından başka bahara kalışının habercisiydi.

Maçtan çok konuşulan bir konu ise Jose'nin R.Madrid'e gidip gitmeyeceği , Real Madrid bu sene harcadığı para karşılığında elde ettiği ezeli rakibine kaybedilen 2 maç ve şampiyonluk sonucunda denize düşenin yılana sarılması gibi Jose'yi ikna turlarına başladı.Oysa ki Jose'nin oynatmayı düşündüğü futbolun bir benzerini oynatıp üstelik şampiyonluğa ulaşan Capelloya tahammül edememişlerdi.Bakalım Jose aşkı ne kadar sürecek.

19 Mayıs 2010 Çarşamba

vur kır parçala bu maçı kazan


bu sezonun belki de en çok eleştiri oklarını çeken takımı oldu Fenerbahçe.Suçu her kulvarda elinden geleni yapıp özellikle Türkiye'de 2 kupada da son maçlara kadar iddiasını gösterip buna muvaffak olamamak.Oysa çok daha erken havlu atanların Fenerbahçe kadar eleştirilmediklerini dikkate alırsak buralarda önemli olanın bağcı dövmek olduğu daha iyi anlaşılır. Neden ne olursa olsun bu ülkede Fenerbahçe'ye vurmanın dayanılmaz bir hafifliği olduğu kesin.Harcanan paralarla birlikte alınamayan kupaların baş sorumlusu ilan edildi Fenerbahçe.Bu kadar para harcanırda nasıl Bursa'ya şampiyonluk verilirdi.Oysa gelin avrupa çapında harcanan paralar ve başarı oranına bakalım.

İspanya ; 258 milyon euroluk harcama yapan Galacticos ezeli rakibi Barcelona'ya 2 kez yenilerek şampiyonluğu elleriyle armağan etti.Kupadan ilk turda , Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan sonra eleme maçlarında Lyon'a kaybederek sezonu kupasız kapattı.

İngiltere ; 43 milyon euro harcayan Liverpool yılın belki de en büyük hayal kırıklığı olurken , 146 milyon euroluk M.City Avrupa Kupaları şansını son anda yakaladı.

Fransa ; Marsilya 43 milyon euro harcayarak şampiyonluğa ulaşmasını bilirken arkasında 80 milyon euro harcayıp ancak Ş.Ligine gidebilen bir Lyon bıraktı.

İtalya ; 72 milyon euro harcayan Genoa ligi 9. bitirirken , 56 milyon euroluk Juve avrupa kupasının kapısından dönerek 7. oldu.54 milyon euro harcayan Napoli Avrupa Ligine giden son takım oludu.

Ülkemizde ise şampiyonluk ipini göğüsleyen Bursaspor transferde bonservisi elinde olan oyunculara yönelerek belki de Avrupa'da gider tablosuna giriş yapmadan şampiyon olan tek takım olurken arkasında bıraktığı Fenerbahçe 31 milyon euroluk transferle ikinci , Beşiktaş 24 milyon euroluk transferle 4. ve Galatasaray 18 milyon euroluk transfer ile 3. olarak sezonu kapattılar.

Görüldüğü gibi rakamlardan çok oyuncunun sahada göstereceği performans şampiyonluklar açısından en belirleyici faktör konumunda.Bence senenin en başarılı performansı 25 milyon euro değer biçilen Diego Milito'dur.